
Segbis Aracılığıyla Savunma Alınması/Savunma Hakkının Kısıtlanması
Sanığın savunmalarının yargıda teknolojik devrim olarak lanse edilen Segbis (Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi) aracılığıyla alınması savunma hakkını kısıtlar mı? Bu konuda daha önce bir makale paylaşmıştım ancak bu hususu biraz daha ayrıntılı tartışmak ve Yargıtay’ın güncel ve istikrar kazanmış kararlarına dayandırmak gerektiğini düşünüyorum.
Ceza yargılamalarında en çok karşılaşılan durumlardan birisi de, sanığı duruşmada hazır bulundurmadan, Segbis sistemi aracılığıyla savunmasının alınmasıdır. Bazı yargı çevrelerinde usul ekonomisi bahanesiyle çok sık rastlanmaktadır. Nasıl olsa video konferans yoluyla da bir şekilde sanığın savunması alınmış oluyor veya sanık nasıl olsa bu şekilde de rahatlıkla savunmasını yapabililiyor mantığıyla hareket etmek hatalı bir uygulamadır.
Bu hususta Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun görüşleri çok net olmasına rağmen, yerel mahkemeler halen sanığı duruşmaya getirmemekte, savunmasını Segbis aracılığıyla almaya ısrarla devam etmektedir.,
Farklı yargı çevresindeki Ceza İnfaz Kurumunda başka suçtan hükümlü bulunan ve duruşmalardan vareste tutulma talebi bulunmayan sanığın, Cumhuriyet savcısının esas hakkında görüşünü açıkladığı ve hükmün açıklandığı son duruşmada hazır bulundurulmadan, Segbis aracılığıyla sanığın duruşmaya katılması CMK 196 uyarınca savunma hakkının kısıtlanması anlamına gelmektedir. (Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 3.4.2018 Tarih ve 2014/851 E. 2018/536 K. sayılı ilamı)
Segbis sisteminde sıkıntılar yaşandığı herkes tarafından bilinmektedir. Zaman zaman bağlantının kopması, sanığın kendisini yeterince ifade edememesi, zaten heyecanlı ve tedirgin olan sanığın bağlantıdan kaynaklı hatalar nedeniyle motivasyonunu kaybetmesi söz konusu olduğundan, sanığın bizzat duruşmada hazır edilmesi esas kuraldır. Sanığın savunmasının Segbis sistemi aracılığıyla alınması sanık ve müdafiinin açık rızasına dayanmak zorundadır.